Konya’daki Mimar ve Mühendislerden ‘Acil Eylem Çağrısı!

Marmara Depremi’nin 26. yıl dönümü dolayısıyla basın açıklaması yapan Konya’daki mimar ve mühendis odalarının başkanları, dirençli kentler için acil eylem çağrısı yaptı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Konya İl Koordinasyon Kurulu üyesi mimar ve mühendis odalarının başkanları, 17 Ağustos 1999'daki Marmara Depremi'nin 26. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında, “Deprem gerçeğiyle yüzleşmeli, bilimin ve teknik şartların rehberliğinde dirençli kentler oluşturmalıyız” diyerek dirençli kentler için acil eylem çağrısında bulundu.

Mimarlar Odası Konya Şubesi’nde gerçekleştirilen basın açıklamasına, TMMOB Konya İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri ve Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı Ahmet Övet’in yanı sıra İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Özgür Yetiştirici ve İç Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı İsmail Malçok da katıldı.

Ortak açıklamayı yapan Övet, bir an önce tüm ülke genelinde bina envanterinin çıkarılması, yıkılması gereken binaların yıkılarak, güçlendirerek kurtulabilecek binaların da güçlendirilerek dirençli kentlerin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.

“Acılar ve Afetlerden Çıkarılması Gereken Dersler Hala Yerini Koruyor”

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen, yaşanan acılar ve afetlerden çıkarılması gereken derslerin hâlâ gündemdeki yerini koruduğuna dikkat çeken Övet, sözlerine şöyle devam etti: “17 Ağustos 1999’da tüm Marmara'yı etkileyen Marmara Depremi, maalesef milletimizin yaşadığı en acı felaketlerden biri olarak tarihteki yerini aldı. Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir coğrafyada hissedilen 7,4 şiddetindeki depremde 18 bin 373 vatandaşımız vefat etti, 48 bin 901 kişi yaralandı. 285 binden fazla ev, 42 binden fazla iş yeri zarar gördü. Yaklaşık 16 milyon vatandaşımız depremden dolaylı yoldan etkilendi.

Aradan geçen 26 yılda bu acı tablodan sonra elbette yeniden kurulan hayatlardan, küllerinden doğan yaşamdan bahsedebiliriz. Ancak bu, sorunlarımızı zalim bir iyimserlikle görmezden gelmek olur. Çünkü Marmara depreminden sonra 2011 yılında Van’da, 2020 yılında İzmir ve Elazığ’da ve 2023 yılında Kahramanmaraş’ta yaşanan yıkıcı depremler hâlâ hafızamızda tazeliğini korumaktadır. Muhtelif şiddetlerde yaşadığımız bu depremler de hem yörede hem ülkemizin genelinde geri döndürülemez hasarlar bırakmıştır.

“Afetlere Karşı Dirençli Kentler İçin Planlama ve Denetim Şart”

Afetlere karşı dirençli yerleşimler, dünya için olduğu kadar ülkemiz için de yeni bir olgu olmamasına rağmen, depremlere karşı alınacak önlemler sadece yönetmeliklerle sınırlı kalmamalı; planlama, uygulama ve denetim süreçlerinde tavizsiz bir yaklaşım benimsenmeli gerektiğine ifade eden Övet, sözlerini şu şekilde devam etti: “Afetlerle mücadele kapsamında alınan merkezi kararlar yerelde yorum farklılığına bırakılmayacak şekilde detaylandırılmalı, yerel yönetimler de bunun sorumluluğu ve bilincinde olmalıdırlar. Burada biz mimar ve mühendislere düşen görev ise; herhangi bir yaptırım korkusu olmaksızın, mesleki etik çerçevesinde, yaptığımız binalarda can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Afete karşı dirençli kentlerimizin oluşmasında öncelikli yapılması gereken kent ölçeğinde doğru ulaşım ve doğru planlama olmalıdır. Şehirlerimizin kalkınmasında, nüfus ve göç hareketlerinde, konut yerleşkelerinde, tarım ve sanayi istihdamında büyük payı olan kentsel planlama ile kentlerimizde afetin önüne geçmek mümkündür. Zemin niteliği kent içi tüm fonksiyonlara yön veren en önemli kriterdir. Zemin etüdü ve doğru planlamanın ardından sağlıklı yapılaşma için nitelikli mimarlık ve mühendislik hizmetinin ulaşılabilir, uygulanabilir ve denetlenebilir olması gereklidir.”

“Mevcut yönetmeliklerimizin dünyadaki benzerleri açısından bir eksiği olmadığını hepimiz biliyoruz” diyen Övet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak burada önemli olan yönetmeliklerle belirlenen tasarım kriterlerinin sahaya eksiksiz olarak aktarılabilmesidir. Sonuç olarak bir daha bu acıların yaşanmaması için depreme hazırlıklı olmamız, deprem gerçeğiyle yüzleşmemiz, bir an önce tüm ülke genelinde bina envanterlerimizi çıkarmamız, yıkılması gereken binaların yıkılarak, güçlendirilerek kurtulabilecek binalarımızın da güçlendirilerek dirençli kentlerimizin oluşturulmamız gerekmektedir. Bilimden yararlanmak ve teknik şartlarda yol almak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.”

İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Özgür Yetiştirici ise binaların envanterinin bir an önce çıkarılması gerektiğini belirterek, bu konuda ivedilikle adım atılması çağrısında bulundu. Yetiştirici, 17 Ağustos Depremi'nin 26. yılında hayatını kaybeden tüm vatandaşları rahmet ve saygıyla andı.

İç Mimarlar Odası Konya Şube Başkanı İsmail Malçok ise, iç mekân bileşenleri açısından depreme yönelik mekânsal gerekliliklerin tasarım aşamasında ele alınması ve değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Malçok, “Unutulmamalıdır ki depremin tetiklediği tehlikeler arasında yangın ve tehlikeli madde olayları da yer almaktadır” dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri