Prof. Dr. Selvi: “İnsanlığa Görünmeyen Tehdit”

Prof. Dr. Selvi: “İnsanlığa Görünmeyen Tehdit”
“UYKU ŞİFA UYKUSUZLUK ZEHİRDİR”: Konya Kitap Günleri’nin en çok ilgi gören söyleşilerinden biri de uzun yıllar uyku ve uyanıklık üzerine bilimsel çalışmaları bulunan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Selvi’nin “Uyku ve Sosyal Jetlag” başlıklı söyleşisi oldu.

Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 7.’si düzenlenen Konya Kitap Günleri kapılarını kitapseverlere açtı. İlk kez Selçuklu Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve 1 milyon kitap, 250 yayınevi, 450 yazar ve 500 etkinliğin yer aldığı Konya Kitap Günleri yoğun ilgi görüyor.

Konya Kitap Günleri’nin en çok ilgi gören söyleşilerinden biri de uzun yıllar uyku ve uyanıklık üzerine bilimsel çalışmaları bulunan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Selvi’nin Malazgirt Salonu’nda gerçekleşen “Uyku ve Sosyal Jetlag” başlıklı söyleşisi oldu. Söyleşinin moderatörlüğünü deneyimli spiker ve moderatör Fethi Çağıl yaptı.                        

“UYKU ŞİFA UYKUSUZLUK ZEHİRDİR”

Uyku nedir? Sorusuyla başlayan söyleşide Selvi, “Hayatımızın yaklaşık 3’te 1’i uykuda geçiyor. Uykunun işlevlerine dair bilimsel çalışmalar son yıllarda artış gösterdi. Eskiden uykunun pasif bir dönem olduğu kabul edilirdi. Son yıllarda yapılan çalışmalar ise uykunun aktif bir dönem olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

 Uykunun günlük hayatın önemli bir parçası ve bir faaliyeti olduğunu vurgulayan Selvi, uykunun bazen beden ve zihin için bir temizlikçi olarak çalıştığını ve bazen de neyin nasıl yapılması gerektiğini söyleyen bir padişah olduğunu ifade etti.

Toplumun genelde uyku düzeni ve uyku hijyenine pek dikkat etmediğini vurgulayan Prof. Dr. Selvi, “uykunun şifa uykusuzluğun zehir” olduğunun farkına varılmasının pek çok sorunu çözeceğini söyledi.

“HER ŞEYDE BİR RİTİM VAR”

Ana hatlarıyla gökyüzüne, yeryüzüne, bitkilere, hayvanlara ve insana bakıldığında bir ritim, ahenk olduğunu söyleyen Prof. Dr. Selvi, bitkiler, hayvanlar ve insanın doğal ritminin aydınlık ve karanlığa göre oluştuğunu ifade etti.

“Özellikle hız ve haz çağı olarak ta adlandırılan 21. yüzyılda yavaş yavaş doğal olan şeylerin yerini yapay şeyler almaya başladı. Özellikle ampulün icadından sonra doğal aydınlığın yerini usul usul yapay aydınlığa bırakması insanın doğal olan ritmini bozmaya başladı”  diyen Selvi, bu durumun genelde gözden kaçtığını ve ritimlerin bozularak fizyolojik anlamda insanın kaos yaşamaya başladığını ama doğal ritme dönüşün mümkün olduğunu ve kaosun yerini tekrar düzenin alabileceğini vurgulaması dikkati çekti.

İnsanın biyolojik ritminin yanı sıra bir de sosyal ritminin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Selvi, her iki ritim arasındaki senkronizasyon bozukluğunun “Sosyal Jetlag” meydana getirdiğini ve sosyal jetlag yaşanmasının insan sağlığını riske etmesinin yanı sıra çekirdek aile ilişkilerinden tutun sosyal ilişkilere, okul hayatından tutun iş hayatına kişinin hayat kalitesini bozduğunu adeta beynin saatini şaşırarak kişide hem fizyolojik hem sosyal anlamda kaos durumu oluşturduğunu ama bu kaos durumunun farkındalık ile çözülebilir bir problem olduğunu vurguladı.

“İNSANLIĞA GÖRÜNMEYEN TEHDİT”

Prof. Dr. Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yatmadan önce son defa mesajları ve bildirimleri kontrol etmek, gece bildirimlerle uyanmak, sabah ilk iş olarak yine akıllı cihaz kontrolü yapmak, geceyi ve uykuyu doğal sürecinden kopardı. Belki de en mahrem ve en doğal varlığımızı talan ediyor akıllı cihazlar ve biz bunun farkında değiliz. Doğal olmayan ışığa bu denli maruz kalmak doğal iç ritmi ve biyolojik sistemi doğrudan etkiliyor. Önceki bölümlerde uzun uzun sözünü ettiğimiz biyolojik saatimiz (suprakiyazmatik çekirdek), Bu sistemin düzenlenmesine yardımcı olan melatonin hormonu ve buna bağlı sistemler yeni düzene ayak uyduramadı. Tüm sistemi ince bir işçilikle düzenleyen vücut saati, yapay ve parlak ışığın tehditkâr duruşu, kaba saldırısı ve bozucu etkisi karşısında tam anlamıyla şaşırdı, yeni ve düzensiz ritimler oluşturmaya başladı. Artık zemberek boşalmış, çarkların ayarı bozulmuştu. Saatini şaşıran beyin hangi hormonun ne zaman salgılanacağına, organların hangi düzende çalışacağına dair bilgiyi bazen erken, bazen geç veriyordu. Böylece vücudun iç ritmine indirilen bu darbe her türlü hastalığın oluşacağı bir kaos ortamı oluşturuyordu. Kaosun olduğu yerde sık enfeksiyon, mide-bağırsak sistemi sorunları, Obezite ve yeme bozuklukları, Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklar, duygudurum bozuklukları, kronik yorgunluk ve tükenmişlik sendromları, diyabet ve hipertansiyon, kanserler olmaz mı?.”

Prof. Dr. Selvi, yapay ve parlak ışığın kontrolsüz kullanılmasının insanlığa görünmeyen tehdit olduğunu dile getirdi.

“BEDENLER KUŞATMA ALTINDA”

Uyku-uyanıklık döngüsündeki bozulmanın, ritmin bozulması, senkronizasyonun bozulması meydana getirdiğinin altını çizerek makine metaforu ile durumu anlatan Prof. Dr. Selvi, şunları kaydetti:

“Herhangi bir makinenin kullanıcı kılavuzuna ve doğal ayarlarına göre kullanılmadığında meydana gelen problemler garanti kapsamı dışında değerlendirilir ve değişim yapılmaz. Bozulan makinede garanti dışında yedek parça ve dış müdahalelere ihtiyaç duyulur. Tıpkı bunun gibi insanın ritminde meydana gelen bozulmalar sonrası ilaçlara ve müdahalelere ihtiyaç duyuluyor.”

“SABAHÇI MISINIZ AKŞAMCI MI?”

İnsanların uyuma ve uyanma saatleri de dahil olmak üzere bütün davranışlarındaki zamanlama stiline kronotip denildiğine işaret eden Prof. Dr. Selvi;  “Bütün insanlar bir kronotipe sahiptir. Sabah erken kalkıp akşam erken yatan, sabahları kendisini daha iyi, enerjik ve güçlü hissedenlere knonotip olarak sabahçı, akşam geç yatan ve sabah geç kalkan, akşamları kendisini daha rahat ve daha dikkatli hisseden insanlara ise kronotip olarak akşamcı diyoruz” ifadelerini kullandı.   

“DÜZENLİ UYKU KAPİTALİZME ATILAN YUMRUKTUR”

Uykunun kişiye özel olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Selvi, şöyle devam etti: “Genetik olarak az uykuya ihtiyacı olanlara özenerek az uyumaya kalkmayın. Uykusuzluk dürtüsel davranışları artırır ve kaos meydana getirir. Kaos sağlığımızı bozar, sosyal ilişkilerimizi bozar ve kişi kontrolsüz alışveriş yaparak hesabını kitabını bilmez hale gelebilir.”

Özellikle kapitalizm ve 7/24 sisteminin dezavantajlarından bahsetti. Tavukların biyolojik saatleriyle oynayarak 24 saati tavuklara 48 saat gibi yaşatan ve bir tavuktan 2 yumurta alındığını anımsatan Prof. Dr. Selvi, “Unutmayın düzenli uyku kapitalizme atılan sıkı bir yumruktur” ifadesi kitapseverler tarafından alkışlandı.

Daha sonra soru yanıt şeklinde devam eden söyleşide moderatör Fethi Çağıl, Kitap Günleri’nin Konya’nın tarihi ve adına yakışır bir etkinlik olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Selvi ise etkinlikte yer almak ve kitapseverlerle buluşmaktan duyduğu memnuniyetini dile getirerek, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ve Kültür Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür etti.

Prof. Dr. Selvi söyleşinin sonunda, “Uyku” ve yeni çıkan kitabı “Saatini Şaşıran Beyin: Sosyal Jetlag”ı kitapseverler için imzaladı.

Kitapseverlerin imza için uzun kuyruk oluşturması ise dikkati çekti. “Saatini Şaşıran Beyin: Sosyal Jetlag” hayatla aranızdaki zaman farkını kapatın düşüncesinden hareketle kaleme alınan bir eser. Kitap, okuyucular tarafından ilgi görüyor.

(Haber Merkezi / Haber Kent)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.