Prof. Dr. Arabacı: “Kuvayı Milliye çerağı İlk Konya’da yanmıştır”

Prof. Dr. Arabacı: “Kuvayı Milliye çerağı İlk Konya’da yanmıştır”
NEÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, Kuvayı Milliye’nin ilk kıvılcımının Konya’da yandığını söyledi.

Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, Kuvayı Milliye’nin ilk kıvılcımının Konya’da yandığını söyledi.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin ‘Şehre Sözümüz Var’ temasıyla düzenlediği konferanslar dizisinin üçüncü haftasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Caner Arabacı, Kuvayı Milliye’nin ilk kıvılcımının Konya’da nasıl yakıldığını anlattı.

Kılıçarslan Konferans salonundaki ‘Milli Mücadelenin 100. Yılında Kuvayı Milliye’nin ilk kıvılcımı, Konya’ konulu programda Prof. Dr. Arabacı, Osmanlı Devletini 1. Dünya Savaşı’na sürükleyen süreç, kazanılan zaferler, kaybedilen savaşlar, Mondros mütareke süreci ve Kuvayı Milliye hareketinin nasıl başladığını anlattı.

“KONYA GÜNAH KEÇİSİ GÖRÜLDÜ”

“Kuvayı Milliye’nin başlangıç yeri, ilk çerağın yakıldığı yer Konya’dır” diyen Prof. Dr. Arabacı,  “Konya 1923 yılından sonraki tarih yazımında özellikle, tabir yerindeyse günah keçisi gibi görülen bir şehirdir. Ezilmesi ötelenmesi ya da yeni dönüşüm döneminin gerçekleşmesi için dışlanması gereken bir şehir gibi, bir çeşit günah keçisi konuma yerleştirilir. Bu konumun gerisinde de Delibaş Vakası gibi bir olay vardır. Aslında Konya’nın gerçekleştirdiği bir olay değildir, 500 kişinin katıldığı bir harekettir” diye konuştu.

Kuvayı Milliye hareketinin delibaş vakasından yaklaşık iki yıl önce başladığına da işaret eden Prof. Dr. Arabacı, sözlerini şöyle sürdürdü:  “Osmanlı, Cihan tarihinin iki büyük devletinden biriydi. Üç kıta ve yedi denize hakimdi. 1. Dünya harbinde de Çanakkale ve Kutül Amare gibi büyük zaferler de kazandı. Biz son yıllarda anmaya başlasak da aslında 1916 ile 1946 arasında 30 yıl kutlamışız Kut zaferini. Fakat İngiltere’den çok gemi aldığımız dönemde kutlamaktan vazgeçmişiz. İngilizler son 200 yılda görmediği mağlubiyeti Kut’ta Osmanlı’dan almıştı.”

“NABLUS YENİLGİSİ MONDROS’A ZORLADI”

Kudüs’ün İslam için Kutsi bir şehir olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Arabacı,  “Bu şehrin yıkılmaması, tahrip olmaması için bombalanmaması gerekiyordu. Bu yüzden Osmanlı, Kudüs’ün karşısındaki Nablus’a müdafaa için üç ordu bırakarak çekildi. Bu ordu yaklaşık bir yıl daha direndi. Fakat üç ordu bir ay içinde yok oldu. Bu korkunç yenilgi bizi mütarekeye zorladı, Mondros şartları oluştu. Nablus yenilgisi Osmanlı ordusunu bitirdi” ifadelerini kullandı.

“CEMAL PAŞA KONYA’YA ÇIKIYOR”

Konuşmasında ‘Kuvayı Milliye nasıl şekillendirildi?’ sorusuna da yanıt veren Arabacı, “İstanbul’da 1918’de kaba bir işgal olmuş, 16 Mart 1920’den itibaren de sokak sokak işgal gerçekleşmiştir. Artık İstanbul’dan ülkeyi yönetmek kolay olmaz ve Anadolu’ya binlerce çıkış olur. Mesela 22 Ocak 1919’da Mersinli Cemal Paşa Yıldırım Ordusu Kıtaları Müfettişliğine tayin edilir ve Konya’ya gelir. Müfettişlik sıfatıyla aynı zamanda 2. ordu Komutanı konumundadır, merkez Konya’dır. Ve Cemal Paşa Konya’da Kuvayı Milliye örgütlenmesini başlatır” şeklinde konuştu.

Mersinli Cemal Paşa’nın M. Kemal’in Samsun’a çıkışından 5 ay önce Konya’ya geldiğini anlatan Arabacı, şöyle devam etti: “Cemal Paşa namuslu akıllı bir vatanseverdir ve aslen Ispartalı’dır. Güvenilir bir generaldir. Fahrettin Altay Paşa da hatıratında kendisini övgüyle zikreder. Bu dönemde eli kalem tutan yazarların, eli silah tutan subayların binlercesi Anadolu’ya gönderilir.”

Sivas ve Adana’dan Ege denizine kadar olan bölgeden sorumlu olan Mersinli Cemal’in gizli milli kuvvet oluşturma çalışmasını Ocak ayından Haziran 1919’a kadar sürdürüp yaklaşık 45 bin kişilik bir kuvvet hazırladığını dile getiren Prof. Dr. Arabacı, İngiliz kontrolünden kaçırılan silahların birliklere nasıl ulaştırıldığını da şöyle anlattı:

“Ereğli’de o dönem 20 Kolordu vardır. Silahların İngiliz kontrolünden kaçırılması lazımdır. Cemal Paşa Yaverine İngiliz yüzbaşıyı oyalama görevi veriyor. O da Yüzbaşıya ‘Sen süvarisin, ben piyadeyim. Benimle at yarışına var mısın’ diye bir teklifte bulunuyor. Yüzbaşı bunu rest gibi görüp kabul ediyor. Hatta bir de ortaya iddia koyuyorlar. Onlara at yarışı yaparken Osmanlı ordusu hazırlanan silahları oradan kaçırıp yerine ulaştırıyor.”

“MİLLİ MÜCADELEDE BASIN”

O dönem Konya’da 8 civarında gazete çıkarıldığına değinen Prof. Dr. Arabacı, şunları kaydetti: “Hatta yerel iki gazete Türkiye’de ilk defa günlük yayınlanmış. Aynı anda hem Konya hem de Ankara’da çıkan ilk gazete de Konya’dandır. Öğüt’ü İtalyanlar kapatmaya çalışıyor ama gazete Kuvayı Milliye bölgesine, Söylemez Türbesi’ne taşınarak yayına devam ediyor. O dönemde Konya’daki azınlıkların, Yunan ve Ermeni kökenlilerin düşman askerlerine sevgisi hatta işbirliği de görülür. Yürüyüş ve şenlikler yapmışlardır.”

“ARABACI’YA PLAKETİNİ ÜZÜLMEZ VERDİ”

Konferans Sonunda TYB Konya Şubesi Başkanı Ahmet Köseoğlu teşekkür konuşması yaparken Prof. Caner Arabacı’nın plaketini AK Parti Konya eski Milletvekili, aynı zamanda Kızılay Konya Şubesi Başkanı Hüseyin Üzülmez verdi.

(Haber Merkezi / Haber Kent)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.